Creed III : Efsane Devam Ediyor
BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK…
Rocky fanları ve boks sporu sevenlerin, Rocky serisinin devamı niteliğinde olan Creed serisinin 3. sü bilindik bir hikayeye sahip olmasına rağmen seveceğinizi düşünüyorum. Yapımın görsellik, oyunculuk, kurgu ve müzik olarak sıkıntısı yok. Hafta sonu, duygusal ve heyecan verici sahnelerle süslenmiş ders niteliğinde bir boks filmi izlemek istiyorsanız buyurun sinema salonları sizin. Boks sporunu sevmiyorsanız başka filmleri tercih etmenizde fayda var.
Adonis Creed isimli kurgusal bir boksörün boks ve ailevi yaşamını anlatan hikayede ”vay bee” diyeceğimiz yeni bir şey yok ne yazık ki… İçinde boks ve aile barındıran benzeri filmleri onlarca kez izledik. ”Rocky” serisini izledikten sonra ”Creed” serisi biraz yavan kalıyor. İlk iki seride ”Rocky” lakaplı Sylvester Stallone, Creed’e antrenörlük yaparak destek olmuş ve onu zirveye çıkartmıştı. Stallone‘un ismini bu sefer 3. seride oyuncu olarak değil filmin 9 yapımcısından birisi olarak jenerikte görüyoruz. Creed III ü bize IMAX teknolojisi ile izlettirdiler. Açık söylemek gerekirse Imax çok fazla bir katkı sağlamamış filme. Lafın kısası, Imax olmasa da olurmuş.
Creed 3 filminin açılış sekansında biri 15 diğeri 18 yaşında iki genç görürüz. 18 yaşındaki Damian, bahis oynanan batakhanelerde oluşturulan ringlerde boks yaparak geçimini sağlamaktadır. Adonis’de Damian’a taktik verip yardım etmektedir. Birgün ring çıkışında sokakta bir kavgaya karışırlar ve sekans biter günümüz dünyasına döneriz.
Creed (Michael B. Jordan), ağır siklet Dünya boks şampiyonu olduktan sonra boksu bırakmış, yeni şampiyonlar yetiştirmek için spor salonu açmış ve Felix (José Benavidez) isminde yeni bir Dünya şampiyonu çıkarmıştır. Creed, yeni şampiyonlar yetiştirmek için uğraşırken, beste ve söz yazarlığı yapan eşi Bianca (Tessa Thompson), sağır ve dilsiz olan kızı ile de birlikte mutlu, sorunsuz bir hayat sürdürmektedir. Bu arada, uzun süredir mahkum olan çocukluk arkadaşı Damian Anderson (Jonathan Majors) tahliye edildikten sonra yanına gelir. Hapiste sürekli boks antremanı yapıp formda olduğunu söyleyen Damian, Creed’den dövüşmek için şans ister. Arkadaşını kıramayan Creed, ona şans verir ve bu verilen şans sonucu beklenmeyen olaylar gelişmeye başlar…
Bildiğiniz üzere Rocky serisinde Rocky Balboa, rakibi ile yapacağı boks maçı öncesi hazırlık yapar ve sonra philadelphia museum of art ın girişine çıkan 72 basamaktan oluşan merdivenleri nefesi kesilmeden adımlayıp dövüşe hazır olduğunun müjdesini verirdi. Bu filmde de Creed, günler süren dayanıklılık idmanları sonrasında Hollywood yazısının yazıldığı tepeye nefesi kesilmeden çıkıp, aşağıdaki binalara kuş bakışı bakarak ben dövüşe hazırım mesajı vererek Rocky’e selam çakıyor. Filmin sonunda da anlıyoruz ki seri devam edecek. Rocky serisinin devamı olarak gördüğüm Creed serisinin devam etmesinde bir sakınca görmüyorum. Seyirciye yeni kahramanlar sunan, sonunun ne olacağını bildiğiniz halde sıkılmadan izlenen bu tür çerezlik yapımlar olmalı zaten. Creed’den sonra da başka bir isimle seri devam ettirmeli.
Creed serisinin ilk iki filminde belirgin bir şekilde gördüğümüz acımasızlığın çok yönlülüğü üçüncü seride de devam ediyor. Boksör Creed, bu filmde şortunu ve eldivenini çok az giyiyor. Onu daha çok takım elbise içinde görüyoruz. Evine, işine bağlı bir baba ve iş adamı olarak kamusal imajını koruyor. Diğer ilk iki filme aykırı olarak gördüğümüz bu yeni karakter gelişimi, anlatılan hikayede onun lehine işlerken bu imaj değişimi, çocukluk döneminde bıraktığı, içinde hep bir yara olarak kalan Damian’ın hapisten çıkması ile bozuluyor. Creed, geçmişi ile yüzleşmek için emekli olduğu ringe dönmek zorunda kalıyor.
Hapiste kaldığı yıllar içerisinde Creed’e karşı kin besleyen, oldukça zorlu bir düşman rolünde Jonathan Majors oldukça başarılı bir kompozisyon çiziyor. Çok yetenekli bir oyuncu. Filmde, Michael B. Jordan ile Jonathan Majors‘ın uyumu oldukça iyi. İlginç bir şekilde heyecan verici bir kimyayı yakalamışlar. Bu kimyayı, sadece gözlerine bakarak geçmişte yaşadıkları tüm huzursuz geçmişlerini ve arkadaşlık tutkusunu yalansız hissedebilirsiniz. Yönetmen, geçmişte beraber yaşadıkları ezici bir trajediye hapsolmuş olan Creed ve Damian ilişkisini iki genç erkek rekabeti olarak yorumlarken, diğer yandan talihsiz geçmişlerini irdeleyerek, ikisinden birisinin nefes almayı bırakana kadar karşı karşıya gelmeye mahkum ediyor.
Creed ve Damian boks maçının nasıl sonuçlandığını sorabilirsiniz. Bazıları bu sonucu az çok tahmin edip klişe bir son diyebilir. Aslında kimin kazandığı çok da önemli değil. Seyirciler yönetmenin başarmak istediği noktayı gözden kaçırıyor. Yönetmen Michael B. Jordan, asla eskimeyen bir rekabet yaratma kitabına bağlı kalarak, doğal mecazları akışına bırakıyor. Özellikle karakterler üzerinde detaylandırılan bir ileri bir geri giden duygu yoğunluğu çekiciliğini asla kaybetmiyor. Bu nedenle, Creed ve Anderson’ın zehirli erkeklik ve hayatımızda asla hafife almamamız gerekenlere açılma yolculuğunda gerçek anlamıyla seyirciye verilmek istenen dokunaklı bir mesaj var. Filmde bu mesajı iletme işi Creed’in eşi ve engelli kızı üzerinden yapılıyor. Zaten bu tür yan roller mesaj iletme amaçlı yazılıyor. Bu roller genellikle aile birliğine önem veren büyüleyici geçmişe sahip roller oluyor.
Filmin hem başrol oyuncusu hem de yönetmeni olan Michael B. Jordan ilk yönetmenlik denemesinde oldukça başarılı bir iş çıkarmış. Creed 3‘ün görselliği de oldukça iyi. Ringde ki yakın, atılan her yumrukta ki özenli çekimler, yeni teknikler Rocky serisini aratmayan kalitede. Görüntü Yönetmeni Kramer Morgenthau bu filmle işinin ehli olduğunu kanıtlamış. Az çok tahmin edilebilir senaryosu olan filmin kurgusunu da beğendim. Rocky serisinin müziklerinin seviyesine ulaşamasada Creed 3’ün müzikleri de tadındaydı. Oyunculuklar da orta düzeyde. Ancak, Jonathan Majors‘ı ayrı bir yere koymak gerekiyor. Majors oynadığı rolün hakkını vermiş.
Sonuç olarak, Rocky fanlarının, boks sporunu sevenlerin, Rocky serisinin devamı niteliğinde olan Creed serisinin 3. sü bilindik bir hikayeye sahip olmasına rağmen seveceğinizi düşünüyorum. Yapımın görsellik, oyunculuk ve kurgu olarak sıkıntısı yok. Hafta sonu, duygusal ve heyecan verici sahnelerle süslenmiş ders niteliğinde bir boks filmi izlemek istiyorsanız buyurun sinema salonları sizin. Boks sporunu sevmiyorsanız başka filmleri tercih etmenizde fayda var.
Yönetmen : Michael B. Jordan
Senaryo : Zachj Baylin, Keenan Coogler
Görüntü Yönetmeni : Kramer Morgenthau
Kurgu : Tyler Nelson
Müzik : Joseph Shirley
Oyuncular : Michael B. Jordan, Tessa Thompson, Jonathan Majors, Wood Harris, Florian Munteanu, Phylicia Rashad, Selenis Leyva, Thaddeus J. Mixson, Spence Moore II
ABD / Spor-Dram / 117 Dk.
Müthis bir filmdi zaten sevdigim ve dört gözle bekledigim hala etkisinden çıkarmadığım ve asla bitmesini istemediğim bir filmdi.3 üde cok iyiydi.