Lee
Kadın Kadrajından Savaş.
Savaş’ın en acımasız hallerine şahitlik eden Lee Miller, daha da öteye sıçrayan yıkımın etkilerini bir kadın duyarlılığıyla belgelese de, anıların acı vesikalarından ve vicdani muhasebeden kurtulamaz. Bazen sadece fotoğraf çeker ve müdahale etme kudretini kendisinde bulamaz. Lee filmi, zaman zaman kadın savaş muhabirinin bu ikilemini aktarmaya çalışsa da bunu derinlikli şekilde verebildiğini söylemek çok zor.
Kadının Adı Savaşta Daha da Yok.
21 Mart’ta ülkemizde vizyona girecek “Lee” filminin kamera arkasında öncesinde “Coffee and Cigarettes”, “Eternal Sunshine of the Spotless Mind”, “American Utopia” gibi önemli eserlerin görüntü yönetmenliğini üstlenen Ellen Kuras bulunuyor. Filmde özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda çektiği savaş cephesi fotoğraflarıyla tanınan önemli kadın savaş muhabirlerinden Lee Miller’in bir dönemi biyografik anlatımın tüm kurallarına riayetle anlatılıyor. Aslında yapım Anthony Penrose‘nin 1985 tarihli “Lee Miller’in Hayatları” kitabından uyarlanma. Sinemaya aktarımı çeşitli finansal sorunların da etkisiyle geniş bir zamana yayılan filmin yapımcıları arasında Lee Miller’a hayat veren ödüllü oyuncu Kate Winslet da var.
Savaş muhabirliği ya da fotoğrafçılığı herhalde basın sektörünün en zorlu ayağı. Bizde Semiha Es dünyanın ilk kadın fotoğrafçısı olarak kabul ediliyor. Ve belki de Lee Miller’dan daha fazla sinematik bir hayatı olmasına karşın henüz bu işe yani sinemaya aktarımına soyunan kimse yok. Zor bir alan dedik, Semiha Es bir konuşmasında şunları söyleyerek durumu teyit ediyor : “Savaşta yaşadıklarım ve gördüklerim, özellikle insani açıdan çok derinden etkiledi beni. Siyasilerin çıkar çatışmaları arasındaki o savaşta, sivillerin düştüğü durumu ve zulmü görmek çok zor ve acı bir tecrübeydi benim için. Yarım yüzyıl fotoğraf makinesini elimden hiç düşürmedim.”
Lee filmi de aslında gerçeği fotoğraflamaya çalışan bir kadın muhabirin zaman zaman savaşın dramını yaşamaktaki o büyük acılı halini yansıtıyor. Aslında moda fotoğrafçısı olarak Paris’e giden Lee için her şey dünya savaşlarının ikincisinde artık tamamen değişir. Arkadaşlarıyla yaptığı hayata dair naif konuşmalar artık durmuştur ve Hitler ordularının istilası korkusu her Avrupalı gibi onun da duygusu haline gelmiştir. Ve bir kısım tesadüflerle Vogue Dergisi için Almanya’nın Londra’daki hava saldırısı olan Biltz’i belgelemek için Londra’ya savaş muhabiri olarak gider. Yanında hayatının aşkı olan Roland Penrose (Alexander Skarsgard) vardır. Ancak savaşlar erkek icadı olduğu için burada da kadına yer yoktur. Lee, bu sırada kimi ayırımcılıklara uğrar.
Kadınların Alman, İngiliz, Çingene, Yahudi olması fark etmez, savaşın yıkımına en çok kadınlar ve çocuklar uğrar. Kimi zaman kadınlar casusluk yaptıkları iddiasıyla kurşuna dizilmeden bir iki dakika önce Lee’ye poz verirler. Paul Eluard’ın “Liberté” şiiri eşliğinde savaşın bitimi simgelense de savaş sonrası yıkımın etkileri sürmeye devam eder. Geride bıraktığı arkadaşlarından Solange (Marion Cottilard) eskisi gibi değildir. Acı kayıplar telafi edilemez boyutlardadır.
Filmin unutulmaz sahnelerinden birisi, Münih’te Hitler’in malikanesindeki banyo küvetindeki gerçekten yaşanan pozdur. Film, Lee’nin bir kadın olarak savaşın dramını belgeleyen ancak bunu yaparken insanlık hislerini, duygularına karşı koyamayan bir karakterin anlatımını oğluna bir röportaj verir gibi anlatımlarıyla gösteriyor. Dolaysıyla seyirciye bu biyografik kesit sunulurken klişe bazı kusurlara da bulaşıyor. Savaş sahneleri iyi kotarılmışsa da ikinci dünya savaşı filmlerinin oldukça fazla örneğini gören bir izleyici olarak bu anlatım doğrusu içeriği itibariyle de bana çok heyecan verici gelmedi. Kate Winslet’ın oyunculuk gücüne yaslanılsa da Lee’nin kusuru heyecan, ritim gibi izleme motivasyonunu sağlayan etkenlerin fazla bulunmamasından kaynaklanıyor.
Prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan Lee, çok büyük beklenti içine girilmeden savaşın yıkıcılığını bir kadın muhabirin merceğinden anlatan ortalama bir film olarak haftanın izlenebilir yapımlarından.
Yönetmen : Ellen Kuras
Senaryo : Liz Hannah, John Collee
Görüntü Yönetmeni : Pawel Edelman
Müzik : Alexandre Desplat
Oyuncular : Kate Winslet, Andy Samberg, Alexander Skarsgård, Marion Cotillard, Josh O’Connor, Andrea Riseboroug, Noémie Merlant, Vincent Colombe
İngiltere / Biyografi-Savaş-Dram / 115 Dk.