Elio

Kozmik Bir Kimlik Yolculuğu ve İyiliğin Dönüştürücü Gücü

Size iyi gelecek bir film izlemek istiyorsanız vizyona yeni giren Elio sinemalarda… Salon ışıkları yanana değin ve yandıktan sonra bile kendinize bir iyilik etmenizi, koltuğunuzdan ayrılmakta acele etmemenizi, Elio’nun getirdiği o iyi hali iyice özümsemenizi salık veririm.

OrtaKoltuk Puanı:

 

“içine bazen kötülük kaçıyor senin”

Bu yazıya Mi Bemol kitabımdaki “cilalı taş” şiirinden bu dizeyle başlamak istedim; çünkü Pixar Animasyon Stüdyoları’nın Walt Disney Pictures için ürettiği en yeni orijinal bilim kurgu macera filmi “Elio”da neredeyse hiçbir varlık özüyle kötü değil. İçlerine bazen, evrende “ben” olarak var olmanın kaçınılmaz akışında, bir tutam kötülük sızıyor. Kimi zaman bu karanlık bir anlık kırgınlıkla, yanlış anlaşılmayla, yalnızlığın ağırlığıyla ya da aidiyet arzusunun yönünü şaşırmasıyla beliriyor. Kötü olmaya soyunanlar ise, filmdeki antagonist üzerinden bakarsak, aslında kötü olmaya “soyunmak” değil, “giyinmek” zorunda kalıyorlar; o rolü, Türk Mitolojisi’ndeki “Erlik Han” gibi üstlenmeleri gerektiğinden.

20 Haziran 2025’te vizyona giren ve “Elemental (2023)”dan sonraki ilk özgün Pixar yapımı olmasıyla dikkat çeken “Elio“, on bir yaşındaki Elio Solis’in ebeveyn kaybı sonrası duyduğu derin yalnızlığın şifası olarak uzaylılarla ilişki kurma takıntısını odak noktasına alıyor. Elio’nun galaksiler arası bir konsey olan Communiverse’e Dünya elçisi olarak ışınlanmasıyla başlayan bu yolculuk, onun hem evrende hem de kendi içinde ait olduğu yeri bulma arayışına dönüşüyor. Kimlik arayışı, kabul edilme arzusu, yapıp ettiğini gösterip alkış alma, varlığının görülüp onaylanması gibi derin insani meseleler üzerine kurulu film, bilimkurgusal ögelerle duygusal çekirdeği ustaca harmanlıyor. Bir yandan animasyon tekniğinin armağanı olabilecek parlak renkler, büyüleyici mekânlar, bir yandan filmin müzikleriyle bezenmiş; diğer yandan gönül denen gerçeğimize ilişkin sorularla yoğrulmuş bir yapım. Ailem kim? Evim neresi? Yuva mı, barınak mı? Evrende benim yerim neresi? Yalnızlık ve karşılıklı yanlış iletişimin karakterler arası dinamiklerdeki rolü, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve içinden çıkılmazlığını ileten filmimizin kahramanı Elio’nun ebeveyn kaybı sonrası gelişen takıntısı ise kederin bir ilgi alanına dönüşümü açısından derinlemesine incelenebilir. Bir öneridir.

Çok Katmanlı Bir Evren Yolculuğu

Elio“nun dikkat çekici özelliklerinden biri de filmin birbirinden ileri derecede farklı ortamlarda geçmesi. Dünya, Communiverse, antagonistin ortamı, uzay mekiği olarak hızlıca bulunduğumuz bu mekânlar yalnızca fiziksel değişimleri değil, anlatının dramatik ritmini belirleyen ayrı katmanları da simgeler nitelikte. Elio’nun içsel motivasyon zemini olan Dünya, keder, kayıp ve aidiyet arayışının duygusal kökünü oluşturuyor. Dünya elçisi olarak ışınlandığı galaksiler arası konsey Communiverse ise bir gezegen veya somut bir yer olmaktan çok, farklı uygarlıkların, bilinçlerin, kültürlerin yan yana durup ortak iletişim ve anlam arayışında olduğu kozmik bir platform. Cennete benzer. Burada varlık “ben” olabilmekle birlikte “biz” olmaya evriliyor; evrensel sorumluluk yükleniyor. Antagonistin mekânı ise gerilimin zirveye çıktığı, yabancılığın, tehdidin, sınavın, çatışmanın ve değişimin yaşandığı klostrofobik bir ortam. Bu ortamda Elio kendi korkuları, karşıt ve hatta yanına alabileceği güçlerle yüzleşir. Uzay mekiği ise hızlı, tempolu ve gerilimli sahnelerin seyirciye fazlasıyla geçtiği geçiş alanı. Burası fiziksel ve ruhsal dönüşümler, ani kararlar, riskli ve cesur hamleler içermekte. Mekik, yolculuğun ara noktası olmaktan çok tepe noktası… Ve sonra yine dünya… bir şansı daha hak eden, zorlu ama o güzel mi güzel öğretmen gezegen.

Evrensel Gereksinimler

Film, son zamanlarda izlediğimiz pek çok yapımda olduğu gibi aile kavramını biyolojik bağların ötesine taşıyarak, seçilmiş aile fikrine kapı aralıyor. “Ev nedir? Yuva mı, barınak mı?” soruları üzerinden mekân ile aidiyet arasındaki ilişkiye bakmaya. Sevgiyi belirtmenin, iletişimin, yalnızca fedakârlık yapmanın değil davranış ve tutumlarla iyi gelmenin önemine kafa yormaya. Hızın ve tüketmenin dayatıldığı günümüz çağında ilginin temel bir insani tutum ve davranış olarak benimsenmesi önerisine. “Aynı dile doğmasak da birbirimizin dilinden anlamak” metaforu ise bunca öneriyi evrensel alana taşımakta. “Öteki” kavramının irdelendiği sahnelerde ise film, dünyalıların uzaylı bir yaratıktan “örnek, numune” diye söz ederken, onun da birinin kızı, oğlu, arkadaşı olabileceğini düşünmemelerini eleştirip her canlının kendine özgü bir varoluşa ve var oluş hakkına sahip olduğunu anımsatıyor. Görüldüğü gibi hem mekânsal hem de temasal olarak dopdolu olan (hatta kimine göre “fazla” şeyle dolu olabilecek) bu film, tahmin edilebilir olay örgüsü, yeterince geliştirilmemiş yan hikâyelere rağmen, gayet kıvamında bir yapım olmuş. Hatta klişe ile klasiğin sınırında olmak riskini almış ve sonuç olarak klasikler tarafına yazabileceğimiz bir iş olmuş. Bunda senaryosunun matematiksel dengesinin de büyük payı olmalı elbette.

Seyirciyle Kurulan Bağ

Filmin büyüsüne kapılmış, salon ışıkları yansa da yerinden kıpırdamayan, kıpırdadığında da birbirine “iyi geldi” diyen seyirci ise bir soru üretmemize yol açmakta. İyi gelen neydi?.. Kimlik arayışımız, kabul görme ve onaylanma ihtiyacımız evrenselliğini anımsayarak derdimizi mi bölüşmüştük? Ya da “iyinin kötüyü yenmesi” değil, “iyiliğin kötülüğü dönüştürmesi” gerçekliğinin olasılığını görmek mi? Filmdeki gerilim, kahkaha, gözyaşı ve rahatlama anlarının senaryodaki dağılımı, duygusal bir denge yarattığından mı? Mekân çeşitliliği ve geçişler, izleyiciyi kahramanın yolculuğuna dahil ederken, varoluşumuzu, evrendeki ve dünyadaki yerimizi sorgulamak için önemli bir kanca görevi mi görmekteydi? Ya da ne?..

Gelecek Projeksiyonları

Günümüz animasyon sinemasındaki devam filmleri ve yeniden yapım eğilimi göz önüne alındığında, “Elio“nun potansiyel bir devam filmi merak uyandıracaktır. Filmin sinemaya sunduğu yeni kahramanlar “Elio 2” beklentisini artırabilir. Ancak, bu ilk filmin salt iyilik üzerine kurulu matematiksel yapısını, keskin hatlı bir antagonist olmadan yeniden kurabilmek hem yapımcılar hem de izleyiciler için önemli bir sanatsal meydan okuma olacaktır. Size iyi gelecek bir film izlemek istiyorsanız vizyona yeni giren Elio sinemalarda… Salon ışıkları yanana değin ve yandıktan sonra bile kendinize bir iyilik etmenizi, koltuğunuzdan ayrılmakta acele etmemenizi, Elio’nun getirdiği o iyi hali iyice özümsemenizi salık veririm. Sanata evet.

Yönetmen : Madeline Sharafian, Domee Shi, Adrian Molina

Görüntü Yönetmeni : Jordan Rempel

Müzik : Rob Simonsen 

Dublaj Oyuncuları : Yonas Kibreab, Zoe Saldana, Jameela Jamil, Brad Garrett, Shirley Handerson, Matthias Schweighöfer, Young Dylan, Naomi Watanabe, Jake T. Getman, Brandon Moon, Ana de la Reguera

ABD / Animasyon-Aile-Komedi-Macera / 98 Dk.

 

 

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz