Erken Kış

Film, taşıyıcı annelik meselesine nesnel bir açıyla bakarken insanın “insanlık halleri” karşısında duygulanıp üzülmeyi seyircinin seçimine bırakıyor. Ama filmden çıktıktan sonra bile bu konuyu düşündürmeden, tartışma gereği hissettirmeden bırakmıyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Özcan Alper’in Erken Kış’ı, görünürde İstanbul’dan sınıra uzanan fiziksel bir rotayı izlese de asıl güzergâhını vicdani ve ontolojik bir hesaplaşma alanına doğru çiziyor. Öykü, taşıyıcı annelik yapan Gürcü-Ukrayna kökenli Lia’yı, doğurduğu bebeği Ada’yı İstanbul’da bırakıp Gürcistan sınırına geri döndüğü üç günlük zorlu yolculukta izliyor. Bebeğin babası Ferhat, bu “teslimat” yolculuğunda Lia’ya eşlik etmekle görevli. Büyük bölümü metal bir kozayı andıran arabanın dar hacmine sıkışmış, diyalogsuz anların konuştuğu bu süreçte yol, kilometrelerle ölçülen bir mesafe olmaktan çıkıp, karakterlerin kendi hakikatlerine çarptıkları bir araf noktasına dönüşüyor.

Film, annelik, kimlik ve aidiyet arayışını bu yol izleği üzerinden sınarken, günümüzün yanıtını aramaktan çekinmediği kimi sorularını kadraja alıyor. Bir bebek kime aittir? Ebeveynlik satın alınabilir bir mülkiyet midir? İnsanın asıl ailesi kim(ler)dir?

Lia, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle coğrafyaya sıkışmış, bedenini Avrupa’ya bir çıkış bileti olarak görmüş bir kadın. Ferhat ve eşi Handan ise mülkiyetçi orta sınıfın orta yaş krizini, yasa dışı yollarla başka bir kadının bedenini “kiralayarak” aşmaya çalışan taraf. İki uç arasındaki bu sınıfsal ve etik gerilim, filmin her karesine sızıyor.

Altı aylık bebeği Ada’dan ayrılmanın (hiç hesapta olmayan) acısıyla çırpınan Lia, aynı zamanda bu sistemin içinde bir çıkış yolu arayan, kendi rotasını kurmaya çalışan bir figür. Leyla Tanlar, bu karakterle 62. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı; performans, ödülün yerini bulduğunu açıkça gösteriyor. Tanlar, böylesine zorlu bir rolü canlandırırken ne duygusal abartıya ve duygu sömürüsüne yaslanıyor ne de Lia’yı tek boyutlu bir kurban anlatısına sıkıştırıyor. Sinema tarihinde beyaz perdeden TV ekranına başarıyla geçen oyuncu örneği çok olsa da, bunun tersi yönde, güçlü bir dizi oyuncusunun sinemada etkin bir varlık göstermesi daha ender bir durum. Tanlar, bu rolüyle o nadir oyuncular arasına girmeye aday; sinemamız televizyon dizilerinden gelen bir yıldızın yanında perdede de gücünü kanıtlayan bir sinema oyuncusu kazanmış görünüyor.

Timuçin Esen‘in Ferhat’ı ise işi, eşi ve vicdanı arasında bocalayan, kökleri ve ölmüş annesiyle hesaplaşması tetiklenmiş modern kent erkeği. Ferhat görünürde sistemdeki erk sahibini temsil ederken, aynı zamanda bu sistemde kaybolmuş, arzuları, yoksunlukları ve iç çatışmalarıyla ezilen biri. Esen, “ara zamanda” sıkışmış bu katmanlı karakteri abartıdan uzak, küçük jestler, vurgulu bakışlar, suskunluklarla derinleşen, ani patlamalarla belirginleşen ileri bir oyunculukla ete kemiğe büründürüyor.

Kışla buluşmakta olan Karadeniz’in olağanüstü güzelliğini paha biçilmez tabloları anıştıran karelerle perdeye aktarmayı önceleyen, bir yol filminin hak ettiği etkileyicilikte bir iş çıkaran görüntü yönetmeni Yağız Yavru‘nun imzasını taşıyan sinematografi ve Erdem Helvacıoğlu‘nun müzikleri, filmin dramatik yönünü güçlendiriyor. Zaten Alper‘in sinemasında coğrafya yalnızca bir fon değil. Karadeniz’in ton ton gri göğü, biçim biçim suları, dumanlı dağları karakterlerin iç dünyalarının dışavurumu olarak işleniyor. Burada iklim, bir hava durumu değil, suçluluk duygusu ve çaresizlikle çarpışan ruh hali olduğu kadar savaşın, ekonomik çöküşün ve göçün izdüşümü.

Film, taşıyıcı annelik meselesine nesnel bir açıyla bakarken insanın “insanlık halleri” karşısında duygulanıp üzülmeyi seyircinin seçimine bırakıyor. Ama filmden çıktıktan sonra bile bu konuyu düşündürmeden, tartışma gereği hissettirmeden bırakmıyor.

Sanata evet.

Yönetmen : Özcan Alper

Senaryo : Özcan Alper, Uğur Aydedim

Görüntü Yönetmeni : Yağız Yavru

Kurgu : İsmet Araç, Özcan Alper

Oyuncular : Timuçin Esen, Leyla Tanlar, Nastya Bogdanova, Murat Kılıç, Tea Dolidze, Umay Anadolu Kaboğlu

Türkiye / Dram / 91 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz