Hakkı
Yeni Bir “Umut” Hikâyesi
“Hakkı”, tüketici bir hırsın ne hüsranlara neden olacağını gerek oyunculuklarıyla gerekse kurgu ve dinamik diliyle özgün bir şekilde sunmayı başarıyor… Benim bu sene içinde izlediğim en iyi yerli yapımlardan olan Hakkı, bu hafta itibariyle MUBİ’de… İmkânınız olursa kaçırmayın..
Yılmaz Güney’in yazıp yönettiği 1970 tarihli “Umut”, sinema tarihimizin en başarılı, yüz akı filmlerinden. Hatta kimi film listelerine bakılırsa sinema tarihinin en iyi filmi de kabul edilmekte. Gerçekten de faytoncu Cabbar’ın tüm hayatını define bulma aşkına heba etmesini, bir süre sonra histerilere bulanmasını, işin toplumsal eleştiri boyutunu da ihmal etmeden sinema perdesine başarıyla yansıtmıştı. Yeni bir “Cabbar” ve “Umut” hikâyesi, bu kez Hakkı karakteri üzerinden yönetmenliğini genç rejisörlerden Hikmet Kerem Özcan’ın çektiği Hakkı filmiyle sunuluyor. Az salondaki gösterimlerinden sonra bu kez MUBİ’de bu hafta gösterime giren Hakkı filmi de yine tarihi bir esere kısmetini bağlayan ve bu uğurda tüm gerçek ve moral değerlerini yitiren Hakkı merceğinden bir tamah etmeyen halin trajik durumu seyirciye yansıtılıyor.
Azla Yetinmeyenin Hüsranı
Hikâye aslında henüz başında Hakkı’nın ekonomik sıkıntılarının ipuçlarını vermekte. Hakkı (Bülent Emin Yarar) tarihi / arkeolojik bir kasabada seyyar olarak obje satarak geçimini sağlamaktadır. Eşi Nermin (Hülya Gülşen) ve kızı ile tatlı Ege şiveleriyle dolu konuşmalarıyla fakir ama gururlu bir yaşam içindedirler. Hakkı ve Nermin’in bir erkek çocukları da üniversite eğitimi görmektedir. Ona para yollarken de yine zorluk yaşarlar. Hakkı bir taraftan da evin asıl gelir getiricisinin eşi olmasını da eziklik olarak görür. Hakkı, maddi sorunlar yaşarken bir yandan da kişiliğine dair bazı değerlerinin aşağılandığını hisseder. Bir gün Hakkı, bacanağı olan Necmi’nin (Cem Zeynel Kılıç) evlerindeki duvarı tamir etmesini kendisine söylemesi üzerine tamir sırasında tarihi bir eser bulur. Ve kasabadan arkadaşı Erhan (Özgür Emre Yıldırım) aracılığıyla bu eseri değerinin çok altında, bir araba fiyatına tarihi eser simsarı birisine satar. Ancak sonrasında kandırıldığını anlar. Bu aşamaya kadar yeni eserler bulacağı ümidiyle kendisinin ve ailesinin hayatında birçok değişikliğe neden olacak aşırılıklara gider. Artık onun için tek kurtuluş yolu başka eserler bulmaktır. Kazar, hep kazar… Hatta bunun için kazı detektörü bile alır. Her geçen gün kendisi ve ailesi için tüketici bir hal alır bu kazılar. Sadece çevresindekileri kaybetmez, sıra artık hanesine de gelir.
Ödüller Hakkıdır Hakkı’nın
İlk uzun metrajlı filmi olmasına karşın yönetmen Hikmet Kerem Özcan oldukça profesyonel bir yönetim başarısı göstermiş. Zaten bu durum filmin özellikle Adana Altın Koza’da seyirci ödülü almasıyla da belli olmakta. Gerçekten de gerek yapıma da adını veren Hakkı karakteri gerekse onun etrafında şekillenen baldızı, bacanağı, arkadaşları, eşi ve çocuklarıyla oldukça gerçekçi kompozisyonlar izliyoruz. Film, Hakkı’yı sadece trajediyle örülü bir karakter olarak çizmekle sınırlamıyor kendini. Yer yer mizah da var aralarda. Ve de final bölümünde mekanın gittikçe dar olarak sunulması, adeta mağaraya hapsedilmesi, kazı alanı olan mekanın klostrofobik durumu ile Hakkı ve ailesinin çıkmazı gittikçe tüketici tutkuyla birlikte psikolojik örgüyü tamamlıyor. Ve Hakkı’nın arkeolojik rüyalarıyla gerçek halinin zıtlığı da filmin etki gücünü daha da arttırıyor. Son kısımlarında Hakkı’nın fiziken de derbeder görünümü, bir yandan karaktere duyulan acıma duygusunu daha da perçinliyor. Müzikler de ise Johann Sebastian Bach’ın “Air On the G String”in biraz alaturka hava ile karışık sunumu da karanlık havayı bütünlüyor.
Sözün özü, Hakkı, aldığı ödüller onun hakkıdır dedirten, özellikle Hakkı karakterini canlandıran, tiyatroda da “Profesyonel” oyunu ile de harikalar yaratan Bülent Emin Yarar’ın eşsiz oyunculuğu ile daha da niteliğe kavuşan başarılı bir yapım olmuş. Final kısmı eminim benim gibi sizin için de uzun süre belleklerde silinmeyecek karelerde dolu olacak ve hafızalarda kalacak. Benim bu sene izlediğim en başarılı yerli yapımlardan olan “Hakkı”yı izleme fırsatınız olursa sakın kaçırmayın derim…
Yönetmen / Senaryo : Hikmet Kerem Özcan
Görüntün Yönetmeni : Burak Baybars
Kurgu : Hikmet Kerem Özcan, Tatlıhan Tuncel
Müzik : Ahmet Kenan Bilgiç
Oyuncular : Bülent Emin Yarar, Hülya Gülşen, Özgür Emre Yıldırım, Cem Zeynel Kılıç, Durukan Çelikkaya, Tuana Melis Almacı, Ahmet Kaynak, Duygu Gökhan
Türkiye / Dram / 95 Dk.