Karanlık Gece

‘Sonbahar’ın yönetmeninden değerli bir dönüş filmi

Kolay içine girip analiz edilecek filmlerden, hemencecik çözümlenecek bulmacalardan değil bu film. Karanlık Gece, görsel zenginliğiyle dikkat çekiyor. Fonundaki dağların güzelliği, tüm evlerin gerçekten has köy evi olması, içlerindeki tüm eşyanın otantikliği gibi ögelerle son derece inandırıcı. Düğün sahnesi, obruğa iniş-çıkış bölümleri. Tüm o enfes biçimde çekilmiş gece sahneleri görülmeye değer.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Antalya Film Festivali En İyi Film

Özcan Alper… 2010’larda işe başlayıp yarım düzine filmle tanıdığımız sanatçı… Kars Öyküleri, Rüzgarın Hatıraları, Gelecek Uzun Sürer, Aşıklar Bayramı, Sonbahar. Hele o Sonbahar. Tam anlamıyla yüreğimi dağlamış ve benim için bir başyapıt olmuştu. Ve filmi 100 Yılın 100 Türk Filmi kitabıma almıştım.

Şimdiyse dört yıl sonra gelen – ama bizim 5 yıl sonra izlediğimiz – bu film… 59. Antalya Film Festivali’nde de en iyi film seçilmişti. Kolay içine girip analiz edilecek filmlerden, hemencecik çözümlenecek bulmacalardan değil bu film. Biraz da konuşmaların tümünü duymak kolay olmadığından… Ama deneyelim bakalım.

Film Toroslar’da bir köyde geçiyor. O köyün fonundaki dağların güzelliği, tüm evlerin gerçekten has köy evi olması, içlerindeki tüm eşyanın otantikliği gibi ögelerle son derece inandırıcı olduğunu söylemeliyim.

Orada bir büyük kavga yaşanıyor. Ve birkaç kişi öldürülüyor. Anadolu’nun genel maço kültürü ve erkek-egemen ahlakına uygun biçimde… Ama buna karışanların en azından biri (ve elbette başkaları) çok mutsuz, çok pişman oluyorlar. Bunlardan biri gezgin, amatör bir müzisyen olan İshak, hepsi olaya katılmış beş kişilik bir grubun içindedir. Olaydan sonra ayrılmış, anlaşılan İstanbul’a gitmiştir.Onu bir pavyonda görürüz, bir İstanbul gecesinde izleriz. 7 yıl sonra, annesinin ölüm döşeğinde olması yüzünden geri döner. Ve kısa zamanda onu kaybeder.

Orada eskilerden emekli bir edebiyat öğretmenini, küçük bir kız olarak bıraktığı birkaç kadını bulur; onlardanSultan’a da gönül kaptırır gibi olur. O türkü söylerken doğan bu aşkı gösteren sahne de kolay kolay unutulmaz.

Ve köye bir de devlet memur gelmiştir : bir av koruma ve kontrol görevlisi olarak… Yakışıklı Ali, köyün kurulu düzenine karşı gözükür ve belli bir nefretin hedefi olur. Hele kendisine açılan bir genç kızı reddederek eşcinsel olduğunu ortaya koyunca, bu nefret daha da büyür.

Bu arada İshak da Ali’ye açılır. Ve iyi dost olurlar. Ama İshak en çok doğaya aşıktır. Dağ tepelerine çıkar, orada ‘girilmesi yasak’ bölgelerde dolanır. Keşfettiği bir obruğun en dibine kadar iple iner; sonra çıkar. Hayli yorgun biçimde… Köpeği Palyaço bir diğer büyük aşkıdır; onu da motosikletle giderken sırtına alır. Palyaço hayatının bir parçasıdır. Arada babası da sürekli dağa çıkıp kaybolan bir genç kız, onun yardımıyla yaşlı adama ulaşacaktır.

O erkekler alemi sürer gider. O maço değerler toplamı her an dimdik ayaktadır. Rakı sofralarında mutlaka kavga çıkar; bıçaklar çekilir.Bu böyle gelmiş, böyle gidecektir. Ve sonunda dramlar üst üste gelir. Ne İshak, ne Ali, ne Palyaço bundan masun kalabileceklerdir.

Film görsel zenginliğiyle de dikkat çekiyor. O düğün sahnesi, obruğa iniş-çıkış bölümleri. Tüm o enfes biçimde çekilmiş gece sahneleri. Filmdeki Kuyucak tobruğu bize Sabahattin Ali‘nin Kuyucaklı Yusuf‘unu hatırlatıyor. Öte yandan, ana temaları açısından Emin Alper‘in başyapıtı Kurak Günler‘in akla geldiği de söylenmeli. Taşra ahlakına eğilmeleri; eşcinselliğin hem olası, hem yasak olmasındaki çelişkiye değinmeleri benzerlikler içeriyor.

Ve oyuncular. Hepsi birbirinden iyi oynamış. İshak’taBerkay Ateş, Ali’de Cem Yiğit Üzümoğlu, yaşlı babada deneyimli Taner Birsel harika. ‘Alamancı Türk’ Sibel Kekilli‘yi yeniden perdede görmek tam bir şölen. Pınar Deniz de iyi bir oyuncu. Çok iyi bir yapımla yeniden Özcan Alper‘e kavuşmak ise sinefiller için çok hoş doğrusu…

Son olarak filmin son jeneriklerde Nuh Köklü’ye adandığını ve onun 2016 yılında, sokak ortasında bıçaklı birinin saldırısına uğrayarak vefat eden değerli bir Türk gazetecisi olduğunu hatırlatayım.

Yönetmen : Özcan Alper

Senaryo : Özcan Alper, Murat Uyurkulak

Görüntü Yönetmeni : Yunus Roy Imer

Kurgu : Osman Bayraktaroğlu, Umut Sakallıoğlu

Oyuncular : Berkay Ateş, Cem Yiğit Üzümoğlu, Pınar Deniz, Sibel Kekilli, Taner Birsel, Ozan Çelik, Fırat Kaymak, Hayrullah Tarhan Karagöz, Deniz Şen Hamzaoğlu, Süleyman Kabaali

Türkiye / Dram-Gerilim-Polisiye / 113 Dk.

1 YORUM

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz