Münih : Savaş Yaklaşıyor / Munich: The Edge of War

İkinci Dünya Savaşından Bir Öykü Daha

Yirminci yüzyılın siyah matem elbisesi olan İkinci Dünya Savaşının bir başka hikayesi ile yüzleşiyoruz. Savaşı giriş, gelişme , sonuç olarak düşünecek olursak; adın da anlaşılacağı üzere savaşa girme hazırlıklarının anlatıldığı bir öykü; yani o siyah matem elbisesi masanın üzerine konulmuş biçiliyor. Masada İngiltere, Fransa, İtalya  var ama makas Hitler’in elinde. Ve Münih’te o elbisenin hepsini biçip kesmiyor; yalnızca küçük bir parçasını kesiyor, Çekoslovakya’nın Südetler’ini…

İngiltere ve Fransa barış yaptığını düşünürken Hitler’in kafasındaki atlı askerler nalları ile beyninin limbik bölgesini dövmektedir adeta…

Sinemanın en güzel yönlerinden birisi de bilmediğin bir konunun karşına çıkması durumunda o konuyu enine boyuna araştırıyorsun ve öğreniyorsun.

Münih Barışı detaylarıyla bilmediğim bir tarih bilgisiydi; filmi izledikten sonra hemen araştırma yaptım. O yüzden film detayına girmeden Münih Antlaşması ile ilgili kısa bir bilgi vermekte yarar var.

29 Eylül 1938 yılında Münih’te imzalandı.

Hitler’in sinirlerini yatıştırma imzasıydı bu; İngiltere ve Fransa Çekoslovakya’nın stratejik öneme sahit Südet bölgesini Hitler’e peşkeş çektiler. “Sen kimin toprağını kime veriyorsun” diyecek gücü yoktu belli ki Çekoslovakya’nın; anlaşma masasına bile oturtulmadılar, ilgili elçiler konferans salonuna alınmadılar, başka bir salonda bekletildiler (Ne acı bir durum). Sovyetler Birliği de bu masaya çağrılmayan ülkeydi!  İmzalanan bu antlaşma ile İngiltere rahat bir nefes aldı, yetinmedi ertesi gün İngiltere  ve Almanya arasında başka bir barış antlaşması daha imzalandı.

Büyük bir başarı kazandığını düşünen İngiltere’nin başbakanı Neville Chamberlain, ülkesine dünyanın kahramanı olarak döndü. İngiltere’yi ve Avrupa’yı savaşın eşiğinden kurtardığını coşkulu bir şekilde anlatan başbakan halkta karşılığını buldu. Ancak o hep övündükleri İngiliz aklı bu kez yanılmıştı. Çünkü unuttukları birşey vardı: Hitler bir canavardı.  Bir  yıl sonra veba salgını gibi (Albert Camus’unun benzetmesi) Nazi belasıyla karşı karşıya kalacaktı…

FİLM HAKKINDA 

Robert Harris’in 2017 yılında yayınlanan “Munich” adlı eserinden sinemaya uyarlandı. Filmin senaryosunu da yine aynı yazar Robert Harris ve Ben Power kaleme aldı. (Eserin yazarı tarafından senaryolaştırılmasına olumlu bakıyorum, hiçbir yazar kendi eserine ihanet etmez.)

Filmin yönetmenliğini Alman asıllı yönetmen Christian Schwochow yaptı. Yönetmenimiz genellikle  politik filmler yapmayı tercih ediyor. Daha önce Türkiye’de çok ilgi görmese  de “Benim Adım Karl” (Orta Koltuk’ta eleştirisi mevcuttur, bu filmi anlamak için de okunması gerekir, Nazizmin bugünkü versiyonuna değiniyor çünkü) çekti ve bu yapıtında da yine Alman ırkçılığını anlattı. Ayrıca “The Crown” dizisinin üçüncü bölümünü de çekti.  

“Savaş  Yaklaşıyor” ya da “ Savaşın Kenarında” (bu çeviri  daha iyi)  13 Ekim 2021’de Berlin Film Festivalinde ilk kez gösterildi.  21 Ocak 2022’de Netflix’te gösterime girdi. Film, İngiltere yapımıdır. 

Oyuncu listesinde Jeremy Irons, George MacKay, Jannis Niewöhner, Sandra Hüller, Liv Lisa Fries ve August Diehl var. 

ÖYKÜ KURGUSU

Film, bütün gençlerin olmak istediği bir bahçe ile açılıyor. Oksford Üniversitesinin bahçesi! Sene 1932’dir. Dünyanın her tarafından gelmiş eğitimi almış öğrenciler bahçede bir kutlama içerisindelerdir.  Muhtemelen mezuniyet balosu var ve o pırıl pırıl gençlerin içinde üç arkadaş bütün neşeleriyle eğleniyorlar…

Hugh Legat (George MacKay ) İngiliz, Paul von Hartmann (Jannis Niewöhner) Alman ve Lenya (Liv Lisa Fries) Yahudidir. Kanları deli akan bu gençlerde Paul Almanya sevdalısıdır “Yeni bir çağ başlayacak, Almanya’nın çağı, Yeni almanya’nın” der o gün, Belli ki Hitler 1933’de iktidara gelmiş olsa da öncesinde fikirlerini yaymaya başlamış ve gençlerde karşılığını bulmuş bile. Hugh Legat ise Paul’e göre daha soğuk kanlı ve ağırbaşlıdır. Paul’un kendisine sürekli dediği gibi insanlara ve duygulara mesafeli görünür. Bu tipik bir İngiliz karakteridir aslında. Ve Lena Yahudi; sevgilisi Paul’ün yeni Almanya’sına taa o günden karşı çıkan sanki başına gelecekleri biliyormuş gibi “serseri ve ırkçılardan oluşan oluşan yeni Almanya” diyerek cevap veren bir kadındır.

O törenden altı yıl sonrasına yani; 1938 yılına geçeriz. Legat birleşik Krallık’ta, Londra’da  o dönemin başbakanı olan  Neville Chamberlain (Jeremy İrons) danışmanlığını özel sekreterliğini yapmaktadır. Almanya tarafında ise  Berlin’de Paul’u görürüz, Hitler Hükümetinin kilit bir noktasında önemli bir makamda görev yapmaktadır. Lena’nın ilk etapta izine rastlamıyoruz, ama kimliğine baktığımız zaman akıbetini tahmin etmek zor olmasa gerek.  

Bu üç kimlik çerçevesinde tarihin Münih sayfasına gidiyoruz. Merkezde İngiltere’nin başbakanı Neville Chamberlain (Jeremy Irons) ve Almanya’nın başbakanı Hitler (Ulrich Matthes) var. Oksfordlu gençlerin  (hem Londra’daki  hem Berlin’dekinin)  yolu bu merkezde kesişir; bilinmesi gereken şu ki bu deli gençler aslında ne olup bittiğinin ve biteceğinin çok daha iyi farkındalar ama yaşlı dinazorlara sözlerini geçiremezler. Paul yeni Almanya’nın büyük bir felaket olacağını sevgilisinin başına gelenlerden sonra anlamış, rotasını gizliden gizliye değiştirmiştir.

Hitler, bir canavar, burada durmayacaktır” diyerek barış antlaşmasının iptali için her türlü girişimde bulunmuş ama başarılı olamamıştır. Bu antlaşmaya gerçekten engel olunmaya çalışıldı mı yoksa bir kurgu mu bilemiyoruz ama Antlaşma, Hitler‘in savaşsız kazanç elde ettiği belki de ilk başarı oldu. Ve sonrasında  tarihin o sayfalarını kanla doldurma cesareti bulduğunu söylemeliyiz. 

Biyografi, politik türdeki filmde Hitler’i canlandıran Ulrich Matthes’i pek inandırıcı bulmadım. Öyle bir karakterin yüzünde sevimli bir ifade olmamalıydı. Paul’ü oynayan  Jannis Niewöhner’ı çok başarılı buldum; George MacKay da rolünün hakkını vermiş…

Tarihin bu sayfasını anlamak adına kesinlikle izlenmeli. 

Yönetmen : Christian Schwochow

Senaryo : Ben Power

Görüntü Yönetmeni : Frank Lamm

Kurgu : Jens Klüber

Müzik : Isobel Waller-Bridge

Oyuncular : Jeremy Irons, George MacKay, Jannis Niewöhner, Jessica Brown Findlay, Sandra Hüller, Liv Lisa Fries, August Diehl, Anjli Mohindra, Robert Bathurst, Alex Jennings

İngiltere / Biyografi-Tarihi-Dram / 130 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz