Festival Günlükleri 4
Festivalde izlediğim filmler hakkında kısa kısa bilgiler.
“SLOW / YAVAŞ”
Litvanyalı Marija Kavtaradze’nin yazıp yönettiği, tamamen 16 mm. el kamerasıyla çektiği ilk filmi “Slow / Yavaş”, 2022 Sundance’ın Dünya Sineması Dramatik bölümünde En İyi Film Yönetmeni Ödülünü kazanmıştır.
İlk tanıştıkları andan itibarend ansçı Elena (Greta Grineviciute) ile işaret dili tercümanı Dovydas (Kestutis Cicenas) arasında sağlam bir bağ oluşur. Kısa bir süre sonra Dovydas aseksüel olduğunu yani kadın ya da erkek, cinsel açıdan hiç kimseye karşı arzu duymadığını açıklar. Buna karşın Elena’dan müthiş hoşlandığını, bedensel olmasa da onunla ruhsal bir gönül ilişkisi arzuladığını belirtir. Kurdukları bu kendilerine özgü farklı yakınlık ilginç bir mahremiyet paylaşımına dönüşür. Bakışmaları, konuşmaları, yakın arkadaşlıkları, cinsel ilişkiye girmeseler de kısıtlamasız bedensel yakınlıklarıyla bu birliktelik farklı, ayrıksı ama kesinlikle aşk ve sevgiden örülmüş bir beraberliktir.
İlişki derinleştiğinde, gerginliklerin kaçınılmazlığı, birlikteliğin sürüp sürmeyeceği gibi sorunlar ortaya çıksa da, ileride neye dönüşürse dönüşsün, yaşamış oldukları müthiş bir deneyim olarak kalacaktır.
“Yavaş” sinemada pek de sözü edilmemiş aseksüellik ve aseksüel ilişki konusunu benzersiz bir doğallık ve samimiyetle ele alan, uzlaşma ve sevmenin farklı yollarına dair dokunaklı bir dram. Bence tek kusuru, filmde fazlasıyla kullanılan dans bölümlerinin pek de estetik olamayışı.
(***1/2)
LOS REYES DEL MUNDO / DÜNYANIN KRALLARI
Çağdaş Latin Amerika sinemasının en büyük yeteneklerinden 1982 Medellin doğumlu Laura Mora Ortega’nın senaryosunu Maria Camila Arias ile birlikte yazarak yönettiği “Los Reyes Del Mundo / Dünyanın Kralları”, 2022 San Sebastian En İyi Film, SIGNIS Ödülü, Feroz Zinemaldia Ödülü, 2022 Chicago En İyi Yapım Tasarımı, 2022 Zürih En İyi Film, 2022 Varşova Creme de la Creme ve 2023 Lüksemburg 2030 Ödülünü kazanmış, Kolombiya’nın Oscar adayı olmuş.
Rá, Culebro, Sere, Winny ve Nano, Medellin sokaklarında yaşayan, yaşları 11 ila 17 arasında değişen, yasasız, kimsesiz, ailesiz beş çocuk. Ailesiz dedik ama aralarındaki onları birbirine kenetleyen dayanışmayla, kardeşten de yakınlar. Devlet, iç savaşta el konan, ninesinin arazisinin tek mirasçısı olan. yıllardır geri almak için mücadele eden Rá’ya (Carlos Andrés Castañeda) nihayet hakkını vermeyi kabul edince beş arkadaş, “toprağa dönmek” amacıyla yola çıkarlar. Yolculuklarında ateşkes sonrası Kolombiya’nın gerçek yüzünü keşfedecekler, bir yandan Afro-kökenlilere karşı ırkçılıktan, ailelerden çalınmış toprakları istismar edenlerin vahşetine, en ürkünç taraflarını, diğer yandan da onlar gibi kadersizlerin sevecenliğini ve karşılık beklemeyen iyiliğini yaşayacaklardır.
“Dünyanın Kralları”, paylaşılan yalnızlıklar, direnmekten taşan itaatsizlik, öfke, dostluk ve haysiyet üzerine, umut ve umutsuzlukla dolu bir film…vaat edilmiş topraklara doğru yollara düşen beş kral… gerçeklikle karabasan arasında bir yerde, vahşetle sevimliliğin harmanlandığı yıkıcı bu sert masal…görkemli güzelliğiyle Kolombiya cangılında şiirsel bir yolculuk…
(****1/2)
13 Nisan 19.00 Cinewam City’s
HERE / BURADA
1983 doğumlu Belçikalı Flaman yönetmen Bas Devos’un yazıp yönettiği “Here / Burada” 2023 Berlin Film Festivali’nde büyük övgüyle karşılanmış gösterildiği Karşılaşmalar Bölümü’nde En İyi Film ve FİPRESCİ Ödüllerini kazanmıştır.
Belçika’dan memleketi Romanya’ya izinli gitmek dönmek üzere olan, iznini uzatmayı, belki de dönmemeyi arzulayan inşaat işçisi Stefan, buzdolabının boşaltır, kalan işe yarar son malzemelerle bir çorba yapar. Kentten ayrılmadan önce dostlarına uğrayıp, onlara çorba ikram Stefan’ın gittiği küçük bir lokantanın sahibesinin yeğeni olan bitkiler üzerine doktora yapan Belçikalı-Çinli bir kadınla yolları kesişir…
Gündelik yaşamın dinginliğiyle ilerleyen, iki insan arasındaki oluşan dile gelmeyen bağa, insanın dünyadaki konumuna, aidiyetine ve geçiciliğine naif ve güçlü bir bakışla eğilen, kendine has garip büyüsü olan bir film.
Seyrettikten sonra izleyicinin damağında hem yeni taptaze yapılmış şarabın tazeliğini, hem yıllanmış bir şarabin rayihasını bırakan, müthiş lezzetli bir küçük mücevher.
(****1/2)
18 Nisan 13.30 Atlas 1948
“A WOMAN ESCAPES / GİDİŞ O GİDİŞ”
“Film hikâyenin kendisiyle değil, o filmi yaparken geçirdiğimiz iki yılla ilgili. 16mm, 3 boyutlu ve HD Digital formatlarında çekilen, yaratıcıları birbiriyle haberleştikçe anlatısı yön değiştiren; iletişim, yas, kayıp ve kaçınılmaz olarak pandemi hakkında bir film…” Burak Çevik
Audrey Benac, yakın zamanda ölen arkadaşı Juliane’in Paris’teki evine bakmak için tek başına buraya taşınır. Belirgin bir niyeti ya da amacı olmadan günlerini geçirirken, iki sinemacıyla yaptığı görüntülü görüşmeler sayesinde dünyaya yeniden sağlam basmak için çabalar. İstanbul’da oturan Burak ve Toronto’da oturan Blake ile sürdürdüğü söz ve görüntü alışverişi bir iyileşme süreci başlatır, ancak bu etkileşimin doğası göründüğü gibi değildir…
Denizaşırı şehirlerde yaşayan üç sanatçı-sinemacının olağanüstü çabası “A Woman Escapes / Gidiş O Gidiş”, Sofia Bohdanowicz, Burak Çevik, Blake Williams’ın Yazdıkları, Görüntü Yönetmenliğini ve Kurgusunu yaptıkları, yukarıdaki tanıtımından çok daha farklı tatlar içeren, aykırı, ayrıksı, ama benzersiz görselliği, anlattıklarıyla değil, duyumsattıklarıyla izleyici paralel bir evrene götürebilen, müthiş heyecan verici bir çalışma.
“Gidiş O Gidiş”, tüm sanat dalları gibi evrilmek zorunda olan sinemanın, nasıl farklı bir deneyime dönüşeceğini, nerelere gidebileceğini merak edenlerin mutlaka izlemesi gereken bir çalışma. Çünkü Burak’a da söylemiş olduğum gibi, bu gençlerinkuşağı, bugünden yarının sinemasını yapmakta.
(****1/2)