Netflix yapımı olan Last chance u basketball belgeseli bu hafta yayın hayatına başladı. Gerçekten kopmadan okul hayatında başarısız olan genç sporcuların hayatını doğrudan bize yansıtıyor.

Belgeselin ilk sekansında flashback sahnelere yer veriliyor ilk bölümün sonlarına doğru göreceğimiz vurucu sahnelerle bir açılış yapılıyor. Los Angeles’ın iyi olmayan lisesine -genellikle derslerinde başarısız sporcu olmayan ve problemli çocukların geldiği bir okul- okulun müdürü iyi bir basketbol koçu bulup lisenin çehresini değiştirmek ister. Verilen ilanlardan müdürün karşısına John Mosley çıkar.

John, tuttuğunu koparan lider özellikle hedefe bireyleri kanalize edebilen sinirlendiğinde karşısına çıkılmaması gereken bir karakter. Yine de okula John’un gelmesiyle hem öğrencilerin hem okulun kaderi değişmeye başlar. Başlarda sadece sorunlu öğrencilerin tercih ettiği bu okul basketbol alanında yükselişe geçtikçe daha farklı potansiyellerden öğrenciler de çeker.

John, öğrencilerine sadece basketbol sahasında koçluk yapmaz zira o gençlerin basketbol sahası dışında da bir mentora ihtiyaçları vardır. Hepsi iyi bir hayatla sokağın arasındaki ince çizgide her gün gidip gelmektedir. Bazılarının yaşadıkları yerler çok kötü bazısı ailesini kaybetmiş bazısı sakatlık yaşamış ama hemen hepsinin kazanmak ve kaybetmek arasında gidip geldiği bir yaşam noktasında hepsine elini uzatır.

Hepsini bir şekilde sokaktan tamamen koparmaya negatif düşüncelerinden arındırmaya çalışır. Bizde özellikle sıklıkla rastlanan dünya bize kötü dünyada sadece bizim dertlerimiz dünyada sadece biz sevilmiyoruz algılarımızın dışında daha büyük sorunlarla uğraşıp hayalleri ve hedefleri için pes etmeyen her gün yeniden hayatla savaşmak zorunda olan gençlerin ve onlara destek olan koçlarının hikayesini izliyoruz.

İlk sahneler basketbol maçından oyuncunun atılmasıyla başlar sonra koçun konuşmaları ve müdürün okulun eski halinden bahsedip bugünkü haline nasıl geldiğini koçu nasıl bulduklarını anlatmasıyla devam eder.

Belgesel, gençlerin hayat anlatılarından yaşamlarından antrenman görüntülerinden maç ve soyunma odası konuşmalarından ve koçun yaşamından oluşuyor. Bu periyod 8 bölüm sürüyor. Spora ve basketbola ufacık bir merakınız bile varsa asla bırakıp başından kalkamıyorsunuz.

Gerçekçiliği elden bırakmaması ve belgesel ekibinin gün geçtikçe beraber bir şeyler paylaştıkça sübjektif bir tarafa kaymamaları belgesel adına çok iyi olmuş. Her şey olağan akışıyla yansıtmalarıysa izleyenleri acaba sorusuna sürüklemiyor. Bu yaşamların tüm sorunlarına rağmen başarmak için her gün çalışmak gerektiğini olağan akışıyla yansıtmak izleyecek genç sporcular için de bir değişim yaratacaktır.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz