Boğa Boğa
Prömiyerini 42. İstanbul Film Festivali’nde yapan film, birçok açıdan merak uyandırıyor. Hemen belirteyim ki kimi aksaklıklarına karşın “Boğa Boğa” Netflix’in kuşkusuz en iyi yerli işi olmuş. Final ise sürprizli bir itiraf ve sonuçla izleyeni düşündürtmekte… Oyunculuklar, kamera yönetimi ve sesler çok başarılı. Kıvanç Tatlıtuğ bu filmle sürekli aynı rollerde karşımıza çıkan diğer jenerasyon oyuncularına oyunculuk dersi veriyor… Kaçırmayın.
Aydınlık Verecek Güneş Yok..
Prömiyerini 42. İstanbul Film Festivali’nde yapan, Ay Yapım ürünü “Boğa Boğa”, Netflix platformunda nitelikli yerli yapımlara hasret izleyicilere bayram armağanı olacak şekilde bayramın ilk günü gösterime girdi. Film, birçok açıdan merak uyandırıyor. Netflix’in yerli yapımlarının kötü namı bizi endişelendirse de, nitelikli bir festivalde gösterimi yapılan, öncesinde “Daha” gibi önemli bir filmle, iyi oyuncu olmanın yanı sıra nitelikli bir yönetmen olduğunu da gösteren Onur Saylak‘ın kamera arkasında olması ve de yine Daha’da da senaryo yazımında emek veren iyi edebiyatçı Hakan Günday’ın yine bu yapımda da senaryonun başında olması bizleri oldukça ümitlendiren ilk verilerdi.
Bir de hem sinemada hem de dizilerde oyunculuk rüştünü fazlasıyla kanıtlayan Kıvanç Tatlıtuğ ile yine birçok tiyatro oyununda da izlemeye doyamadığımız Funda Eryiğit’in başrolleri paylaşması da filmi merak etmemiz için önemli nedenlerdendi. Ve bir yandan bayram sevinci öte yandan iyi bir film izleme ümidiyle geçtik ekran karşısına (ama tercihimiz her zaman sinema salonları olmalı tabi ki). Öncelikle hemen belirteyim ki kimi aksaklıklarına karşın “Boğa Boğa” Netflix’in kuşkusuz en iyi yerli işi olmuş. Özellikle oyunculuklar, kamera yönetimi ve sesler çok başarılı. Ancak Netflix estetiği denebilecek bazı görüntü biçimlerinin bu güzel kısımlara olumsuz bazı etkileri yok değil. Burada bir virgül koyup önce biraz konudan bahsedelim…
Geçmiş Her Yerde…
Yalın (Kıvanç Tatlıtuğ) İstanbul’da yatırım işi ile uğraşırken kendisine para yatıran kişilerin varlıklarını da yok eden bir sistemin içine girer. Ve sonunda kendisi bu finansal skandal sonrasında on günlük bir hapislikten sonra avukatının da maharetleriyle serbest kalır. Ancak günümüzde basında çokça görülen dolandırıcılık olayları mağdurları benzeri para kazanma hırsına kapılan birçok kişi varlıklarını kaybeder. Hatta bazıları yatırım binası önünde kendisini yakmaya kadar işi vardırır. Bu nedenle Yalın, eşi Beyza (Funda Eryiğit) ile birlikte Assos’ta bir köye taşınır. Daha yolculuk sırasında radyodan dinlenen Jack London’ın “Yanan Gün” kitabındaki sözleri ve çokça duyacağımız kasvetli müzik bize buranın tekinsizliğini haber verir.
Kitapta da belirtildiği gibi “havada zerre kadar rutubet, sis, buhar yoktu. Ama gök yine de kasvet verici, kurşuni bir örtü gibiydi.” Henüz ilk sekanslar Ege’nin o dingin, huzur verici atmosferinden çok uzaktır. Ve kahramanların bazı sırlar taşıdıkları beden dillerinden de kolaylıkla anlaşılır. Yalın, daha ilk bakkal sahnesinde görüldüğü üzere birçok kişinin gadrine uğrar. Herkes onu düşman beller. Son dönemde “Kurak Günler” ile iyice belirginleşen kasabanın kötücül yanı bu filmde kahramanı baştan sona ablukaya alır. Ha abluka demişken Emin Alper’in bu filminden de izler yok değil.
Gittikçe bir av ve avcı hikayesine dönüşen haller artık Cevdet ve bazı kişilerin ölümü ile bir kara polisiyeye dönme eğilimine filmi sokar. Kasabalılar matadorsa o da önlerinde bir boğa’dır. Hem avcı hem de bazen tehlikeli. Jandarma ise nerede ise Yalın’ın ölümünü bekler. Zaten komutan bunu ilk ağızdan “seni vuranın peşine düşmeyiz” diyerek göstermiştir de. Artık Yalın için bu cehennemden kurtuluş çareleri aranır. Final ise sürprizli bir itiraf ve sonuçla izleyeni düşündürtmekte…
Kıvanç Tatlıtuğ’dan Oyunculuk Şöleni…
Boğa Boğa, kimi yönleri ile Onur Saylak’ın Daha’sından bazı esinlenmeleri taşımakta. Görüntü estetiği ve özellikle Hayat Van Eyc’in dahil olduğu kısımlarda bu durum belirginleşmekte. Ancak Onur Saylak filmi daha çok Yalın’ın iç dünyasını bize sunarak çok içeriden bir yerden kamerayı sürüklüyor. Psikolojik öğeleri o denli belirginleştirme derdinde ki nerede ise doğa ve hatta eşyanın bile sesini bir yerde ana kahraman haline getirmiş. Çatırdayan ağaçlar, şömine alevi, kapı tıngırtısı, iç çekişler, köpek havlaması, kuş cıvıltıları hepsi dramı ve gerilimi besliyor. Ve de tabi ki müzikler de. Gergin ve kasvet atmosferini izleyende bir kez bile aksatmayan o müzik tercihleri. South of Heaven ve Çaykovski’nin dramatik Capriccio Italien’i.
Ve tüm bunları tam anlamıyla rolüyle yaşayan Kıvanç Tatlıtuğ. Kıvanç, bence bu filmle “Kelebeğin Rüyası” sonrasında en iyi oyunculuğuyla karşımızda. Kendisiyle ne kadar gurur duyulsa az bence. Canlandırdığı Yalın karakteri bir taraftan geçmişin kefaretini yaşarken, öte yandan tehlikelerle de psikolojik örselenmesini artık tüm bedeniyle göstermekte. Eş rolündeki Funda Eryiğit de başarıyla ona eşlik etmekte. Ayrıca filmde Gürgen Öz’ün hayat verdiği Daim’in Assos’un bankacı yöneticisi ve Aristoteles’e ilişkin kısım anlatımlarındaki oyunculuğu da iyiydi.
Gelelim filmin bu artılarından sonra eksikliklerine. En başta film Netflix’in yapım diline kimi yerlerde kapılmış gibi. Bunun yanında Nuri Bilge Ceylan’ın özellikle “Kasaba”, Mayıs Sıkıntısı” gibi ilk dönem filmlerindeki abartılı doğa tasvirleri de bazen bıktırıcı bulunabilir. Ve özellikle son kısımlardaki cinayet bölümleri sanki daha iyi işlenebilirdi. Düş/gerçek ayırımı ve amaç edinilen alegori daha muğlaklıktan uzak anlatıya kavuşturulabilirdi. Yine de tüm bu dediklerim “Boğa Boğa”nın en iyi Netflix yapımı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ve Kıvanç Tatlıtuğ bu filmle sürekli aynı rollerde karşımıza çıkan diğer jenerasyon oyuncularına oyunculuk dersi veriyor… Kaçırmayın.
- Bu vesileyle tüm ortakoltuk okuyucularının bayramını tebrik ederim. Nice güzel bayramlara…
Yönetmen : Onur Saylak
Senaryo : Hakan Günday
Görüntü Yönetmeni : Feza Çaldıran
Kurgu : Ali Aga
Özgün Müzik : Utku Şilliler, Uygur Yiğit
Oyuncular : Kıvanç Tatlıtuğ, Funda Eryiğit, Gürgen Öz, Müge Bayramoğlu, Onur Gürçay, Aşkın Şenol, Hayat van Eck, Kerem Arslanoğlu, Onur Akgülgil, Ahmet Baki Kurtuluş, Nadi Güler
Türkiye / Gerilim-Dram / 112 Dk.