Heidi filminin yönetmen koltuğuna, 1976 Zürih/İsviçre doğumlu ”Bummm! (2006), Lila, Lila (2009), Sevimli Hayalet (2013) ve Güriningers Fall (2014)” filmlerinden tanıdığımız Alain Gsponer oturmuş. Film, 1880 yılında yazılan aynı isimli romandan konuda hiç bir değişiklik yapılmadan beyaz perdeye uyarlanmış.
Heidi’nin maceralarını çizgi film olarak TV ve Sinemalarda yıllardır izliyoruz. Bu nedenle filmin konusunu anlatmaya gerek duymuyorum. Heidi, Alp dede, Klara ve Peter’in çizgi karakterden çıkıp kanlı-canlı olarak sinema perdelerinde boy göstermesi beni mutlu etti doğrusu. Oyuncuların hepsi rollerine cuk oturmuş. Bu olmasaymış iyi olurmuş dediğim hiç bir oyuncu yoktu. Belkide filmi sevimli kılan oyuncuların titizlikle seçilmesi ve rollerini benimsemeleri! Örneğin, Heidi, Klara ve Peter rolünü canlandıran çocuklar yaklaşık bin kişi arasından kılı kırk yararak seçilmişler.
Filmdeki Alp dağlarının reel görüntüleri, köy insanlarının o döneme ait giyim ve yaşam tarzları ve hikayenin sıcaklığı sizi adeta büyülüyor. Yönetmen filminde, şimdiki yaşamımıza da göndermeler yapmış. Örneğin, şehirde otomobil yerine faytonların fink atmasını ve yol kenarlarına park edilmesini gülümseyerek izliyorsunuz. Hatta zenginler, evlerine atları ve faytonlar için ayrı bir garaj yapmış. Bilindik bir hikaye olmasına rağmen hiç sıkılmadan izlerken kah gülüp kah üzülüyorsunuz. Bunun nedeni, karşılıksız dostluğu, saflığı, dürüstlüğü özlüyor olmamız olabilir mi? Şu, git gide bencilleşen ve çirkinleşen dünyamızdaki insanoğlunun yaşamına Heidi’nin temiz kalbi ve saflığı umarım merhem olur. Ben, İnsanoğlunun bu merheme acilen ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim.
Filmde, jenerikte Türk ismini görünce ilginizi çekebilir diye sizin için araştırdım. Klara’nın babasını oynayan Alman vatandaşı Maxim Mehmet, Kırım’lı Tatar Türklerinden. Yıllar önce dedesi, Kırım’dan gelip Almanya’ya yerleşmiş ve Alman vatandaşı olmuş. Oyunculuklara gelirsek hepsi üst düzey oyunculuk sergilemişler. Filmin müzikleri de gayet iyi.
Sözün özü: Gerçek yaşamı anlatan Heidi, dürüstlüğün, saflığın, hangi şartlarda olursa olsun özünü kaybetmemenin ve ayakta durabilmenin filmi. Heidi’yi gönül rahatlığı ile ailece izlemenizi tavsiye ediyorum, kaçırmayınız! İyi seyirler.
Keşke o köle çocuğun gerçek hikayesi aynı oyuncu kadrosu ile filmleştirilseymiş.